Pazar, Haziran 26, 2011

Suç ve Ceza



Neymiş efendim, onların bildiği gerçekler varmış! İyi ama, gerçek her şey demek değildir ki... Hiç değilse işin yarısı, bu gerçeklere nasıl bakıldığına bağlıdır. (154)

"Acaba nerede okumuştum." diye düşünüyordu bir yandan da, "idam mahkumunun biri ölümünden bir saat önce, yüksek bir dağın tepesinde, ancak iki ayağının sığabileceği kadar daracık bir yerde yaşaması gerekse, çevresindeyse uçurumlar, okyanuslar, sonsuz karanlıklar, fırtınalar ve sonsuz bir yalnızlık olsa, yine de o bir avuç yerde ömrü boyunca, binlerce yıl, sonsuza dek yaşamanın, o anda ölmeye yeğleneceğini söylemiş. Yeter ki yaşasın!.."

Yalan, insanların bütün öteki yaratıklara karşı biricik üstünlüğüdür! (...) Oysa biz yalanı bile kendimiz kıvıramayız! Bana bir yalan söyle, ama bu yalan senin olsun, senin uydurduğun bir şey olsun, alnından öpeyim! Kendine ait bir yalan, başkalarına ait gerçekleri tekrarlamaktan belki de daha iyidir.

"Hapishanede çoraplarını yamayan kraliçe" diye düşünüyordu, "herhalde en görkemli taç giyme törenlerinde olduğunca, hatta belki de bundan da fazla kraliçeye benziyordu."

Aslında her yer boğucu burada, insanın soluk alabileceği bir yer yok. Sokaklar bile penceresiz odalara benziyor. Aman yarabbi, nasıl bir kent bu böyle!

- Kapıyı kilitlemiyor musun? -diye sordu.
- Hiçbir zaman kilitlemedim ki! Sözde iki yıldır kilit alacağım... -Gülümseyerek Sonya'ya baktı. -Kilitleyecek hiçbir şeyi olmayan insanlar mutludurlar herhalde, öyle değil mi?

...yani topluma söyleyecek birazcık yeni bir şeyleri bulunanlar, doğaları gereği, tabi kimi az kimi çok, birer suçlu olmak zorundadırlar.

Birinciler dünyayı korurlar ve onu sayıca çoğaltırlar; ikinciler dünyayı hareket ettirirler ve onu bir amaca doğru yöneltirler.

İnsan ne kadar kurnazsa, basit şeylerden tuzağa düşürüleceğinden o kadar az kuşku duyar.

İnsan öldürmedim, bir ilkeyi öldürdüm! Evet, bir ilkeyi öldürdüm, ama üstünden aşıp ötesine geçemedim, bu yanda kaldım. (...) Ben yalnızca, cebimdeki rubleyi sımsıkı tutup, 'genel mutluluk' bekleyecek aç bir annenin önünden geçmek istemedim.

İktidar, ancak eğilip onu almak cesaretini gösterenlere verilir. (434)

Başarısızlığı uğradı mı, her şey aptalcadır.